Horlama ve Kalp Sağlığı: 2025 Güncel Araştırmalar Ne Diyor?
1) “Horlama” tek başına mı risk, yoksa asıl sorun uyku apnesi mi?
2025 literatüründe net mesaj şu: Horlama, kalp-damar riskinin bir “işareti” olabilir; ancak riskin büyük kısmı çoğu zaman obstrüktif uyku apnesi (OSA) ve onun yarattığı fizyolojik yükle (oksijen düşüşleri, uyanmalar, sempatik aktivasyon artışı) ilişkilidir. Yine de bazı çalışmalarda horlama yükünün (ne kadar sık/yoğun horlandığı) kan basıncı kontrolüyle ilişkili olabileceği gösteriliyor.
2) 2024–2025 çalışmalarının ortak bulgusu: Horlama → hipertansiyon bağlantısı güçleniyor
Son dönemde öne çıkan gelişme, horlamanın sadece “biri söylüyor” şeklinde öz-bildirime dayanmaktan çıkıp ev içi objektif ölçümlerle değerlendirilmesi. 2024’te yayımlanan ve çok aylı ev içi takip kullanan çalışma, düzenli horlamanın kontrolsüz hipertansiyonla ilişkili olabileceğine dikkat çekiyor. Bu, “horlama masum olabilir” yaklaşımını tek başına bitirmese de, hipertansiyon riski açısından horlamayı ciddiye alma fikrini güçlendiriyor.
3) Kalbe giden yol: Mekanizma nasıl işliyor?
Araştırmaların tarif ettiği mekanizma zinciri genelde şöyle:
Üst hava yolu daralması / titreşim (horlama)
Özellikle OSA varsa: oksijen düşüşleri + mikro-uyanışlar
Sempatik sinir sistemi aktivasyonu artışı (adrenalin etkisi)
Gece-gündüz kan basıncı yükselmesi, damar sertliği, iltihabi yanıt
Zamanla hipertansiyon, ritim bozukluğu (özellikle AF), koroner hastalık ve inme riskinde artış
2025’teki derleme yazıları, OSA’nın hipertansiyon, koroner arter hastalığı, atriyal fibrilasyon ve kalp yetersizliğiyle ilişkisini yeniden ve güçlü biçimde vurguluyor.
4) “Horlama” ile “kalp hastalığı” arasında doğrudan bağ var mı?
Gözlemsel çalışmaların bir kısmı horlamayı, yaş/BMI/sigara gibi faktörlerden bağımsız şekilde kardiyovasküler riskle ilişkilendiriyor; ancak burada kritik nokta şu:
Horlama çoğu zaman OSA’nın belirtisi olabildiği için, “horlama → kalp hastalığı” ilişkisinin bir bölümü altta yatan OSA ve eşlik eden risk faktörleriyle açıklanabiliyor.
Bununla birlikte, 2024–2025 döneminde “uyku özellikleri (horlama, gündüz uykululuk, kısa/uzun uyku vb.) ile kardiyovasküler risk” arasında anlamlı ilişkiler bildiren analizler de var.
5) 2025’te en çok sorulan soru: CPAP kalp riskini azaltıyor mu?
CPAP (pozitif basınç tedavisi) semptomları (gündüz uykululuk, uyku kalitesi) ve bazı ara sonlanımları (özellikle kan basıncı) iyileştirebilir. “Kalp krizi/inme gibi büyük olayları ne kadar azaltır?” kısmında ise literatür daha nüanslı:
Bazı randomize çalışmalarda “ikincil korunma” (mevcut kalp hastalığı olanlarda) büyük olaylarda beklenen kadar net azalma görülmeyebiliyor.
2025’te yayımlanan bir European Heart Journal çalışması, kardiyovasküler faydanın yüksek riskli OSA alt grubunda daha belirgin olabileceği fikrini test ediyor (yani “her OSA aynı değil” yaklaşımı). OUP Academic
Pratik çıkarım: Tedavi kararı kişiselleştirilir; OSA şiddeti, semptom, komorbiditeler ve cihaz uyumu önemlidir.
6) 2025 “güncel mesaj”: Kardiyoloji pratiğinde uyku apnesini tarayın
Kardiyoloji kaynakları, hipertansiyon (özellikle dirençli), atriyal fibrilasyon ve kalp yetersizliği gibi durumlarda uyku apnesinin sık ve çoğu zaman tanısız olduğuna dikkat çekiyor. Bu nedenle, horlama şikâyeti olan bir hastada kalp riskini konuşurken, çoğu rehber/derleme OSA taramasını öne çıkarıyor.
7) Kimler daha “acil” değerlendirilmelidir?
Şu bulgular varsa, horlamayı “basit bir ses” değil, tıbbi değerlendirme nedeni olarak görmek gerekir:
Nefes durması tanıklığı (eşin “duruyor” demesi)
Gündüz aşırı uyku hali, sabah baş ağrısı
Dirençli / kontrolsüz hipertansiyon
Gece boğulma hissi, sık uyanma
Atriyal fibrilasyon öyküsü veya çarpıntı atakları
Obezite, boyun çevresi artışı, diyabet
Bu tablo özellikle uyku testi (polisomnografi veya ev tipi test) gerekliliğini artırır.
8) Risk azaltmak için 2025’e uygun, uygulanabilir adımlar
OSA şüphesi varsa test + tedavi (CPAP/ ağız içi aparey / KBB müdahaleleri uygun hastada)
Kilo yönetimi (OSA şiddetini azaltmada en etkili adımlardan biri)
Alkolü özellikle akşam azaltmak, sedatiflerden kaçınmak
Yan yatış (pozisyonel horlama/OSA’da fayda sağlayabilir)
Burun tıkanıklığı varsa KBB değerlendirmesi (konka hipertrofisi, deviasyon vb.)
Hipertansiyon/kolesterol/diyabet varsa düzenli takip
Sonuç
2025 araştırmalarının özeti: Horlama, özellikle sık ve yoğun olduğunda, hipertansiyon ve kardiyovasküler riskle ilişkili bir işaret olabilir; asıl “yüksek riskli alan” ise çoğu zaman uyku apnesidir. Bu yüzden horlamayı “kalp sağlığı açısından uyarı sinyali” gibi düşünmek, doğru zamanda tarama ve tedaviye yönelmek en akılcı yaklaşımdır.



